«Var olan ve var olmuş olan kutsal Tanrı!
Bu yargılarında adilsin.
6Kutsalların ve peygamberlerin kanını döktükleri için,
içecek olarak sen de onlara kan verdin.
Bunu hak ettiler.»
7Sunaktan gelen bir sesin,
«Evet, gücü her şeye yeten Rab Tanrı,
yargıların doğru ve adildir»
dediğini işittim.
8Dördüncü melek tasını güneşin üzerine boşalttı. Bununla güneşe,
insanları ateşle yakıp kavurma gücü verildi. 9İnsanlar korkunç bir
ısıyla kavruldular. Tövbe edip bu belalara egemen olan Tanrı'yı
yücelteceklerine, O'nun adına sövdüler.
10Beşinci melek tasını canavarın tahtı üzerine boşalttı.
Canavarın egemenliği karanlığa gömüldü. İnsanlar, ıstıraptan
dillerini ısırdılar. 11Istırap ve yaralarından ötürü gökteki
Tanrı'ya sövdüler. Yaptıklarından da tövbe etmediler.
12Altıncı melek tasını büyük Fırat nehri üzerine boşalttı.
Gündoğusundan gelen kralların yolu açılsın diye ırmağın suları
kurudu. 13Bundan sonra ejderhanın ağzından, canavarın ağzından ve
sahte peygamberin ağzından kurbağaya benzer üç kötü ruhun çıktığını
gördüm. 14Bunlar, mucizeler yapan cinlerin ruhlarıdır. Gücü her şeye
yeten Tanrı'nın büyük gününde olacak savaş için bütün dünyanın
krallarını toplamaya gidiyorlar.
15«İşte hırsız gibi geliyorum! Çıplak dolaşmamak ve utanç içinde
kalmamak için uyanık durup giysilerini üstünde bulundurana ne
mutlu!»
16Üç kötü ruh, kralları İbranicede Armagedon denilen yerde
topladılar. 17Yedinci melek tasını havaya boşalttı. Tapınaktaki
tahttan yükselen gür bir ses, «Tamam!» dedi. 18O anda şimşekler
çaktı, uğultular ve gök gürlemeleri işitildi. Öylesine büyük bir
deprem oldu ki, insan yeryüzünde oldu olalı bu kadar büyük birdeprem olmamıştı. 19Büyük kent üçe bölündü. Uluslara ait kentler de
yerle bir oldu. Büyük Babil, Tanrı'nın önünde anıldı ve Tanrı'nın
ateşli gazabının şarabını içeren kâse kendisine verildi. 20Bütün
adalar ortadan kalktı, dağlar yok oldu. 21Gökten, insanların
üzerine, taneleri yaklaşık kırk kilo[g] ağırlığında şiddetli bir dolu
yağdı. Dolu belası öylesine korkunçtu ki, insanlar bu beladan ötürü
Tanrı'ya sövdüler.