1-2O günlerde İsa'yla ilgili haberleri duyan bölge kralı
Hirodes, adamlarına, «Bu, Vaftizci Yahya'dır» dedi. «Ölümden
dirilmiştir. Olağanüstü güçlerin O'nda etkin olmasının nedeni de
budur.»
3Hirodes, kardeşi Filipus'un karısı Hirodiya yüzünden Yahya'yı
tutuklatmış, bağlatıp zindana attırmıştı. 4Çünkü Yahya Hirodes'e,
«O kadınla evlenmen Kutsal Yasa'ya aykırıdır» demişti. 5Hirodes
Yahya'yı öldürtmek istemiş, ama halktan korkmuştu. Çünkü halk
Yahya'yı peygamber sayıyordu.
6-7Hirodes'in doğum günü şenliği sırasında Hirodiya'nın kızı
ortaya çıkıp dans etti. Bu, Hirodes'in öyle hoşuna gitti ki, ant
içerek kıza her ne dilerse vereceğini söyledi. 8Kız, annesinin
kışkırtmasıyla, «Bana şimdi, bir tepsi üzerinde Vaftizci
Yahya'nın başını ver» dedi. 9Kral buna çok üzüldüyse de,
konuklarının önünde içtiği anttan ötürü bu dileğin yerine
getirilmesini buyurdu. 10Adam gönderip zindanda Yahya'nın başını
kestirdi. 11Bir tepsi üzerinde getirilen baş genç kıza verildi,
kız da bunu annesine götürdü. 12Yahya'nın öğrencileri gelip
cesedi aldılar ve gömdüler. Sonra gidip İsa'ya haber verdiler.
13İsa bunu duyunca, tek başına tenha bir yere çekilmek üzerebir kayıkla oradan ayrıldı. Bunu öğrenen halk, kentlerden çıkıp
O'nu yaya olarak izledi. 14İsa kayıktan inince büyük bir
kalabalıkla karşılaştı. Onlara acıdı ve hasta olanlarını
iyileştirdi.
15Akşama doğru öğrencileri O'nun yanına gelip dediler ki,
«Burası ıssız bir yer, vakit de artık geç oldu. Halkı salıver de
köylere gidip kendilerine yiyecek alsınlar.»
16İsa, «Gitmelerine gerek yok, onlara siz yiyecek verin» dedi.
17Öğrenciler, «Burada beş ekmekle iki balıktan başka bir
şeyimiz yok ki» dediler.
18İsa, «Onları buraya, bana getirin» dedi. 19Halka çimenlerin
üzerine oturmalarını buyurduktan sonra, beş ekmekle iki balığı
aldı, gözlerini göğe dikerek şükran duasını yaptı; sonra
ekmekleri bölüp öğrencilerine verdi, onlar da halka dağıttılar.
20Herkes yiyip doyduktan sonra on iki sepet dolusu yemek artığı
topladılar. 21Yemek yiyenlerin sayısı, kadın ve çocuklar hariç,
yaklaşık beş bin erkekti.
22Bundan hemen sonra İsa öğrencilerine, kayığa binip
kendisinden önce karşı yakaya geçmelerini buyurdu. Bu arada
kendisi halkı salıverecekti. 23Halkı salıverdikten sonra dua
etmek için tek başına dağa çıktı. Akşam olurken orada yalnızdı.
24O sırada kayık kıyıdan bir hayli uzakta[l] dalgalarla
boğuşuyordu. Çünkü rüzgâr karşı yönden esiyordu.
25Sabaha karşı[m] İsa, gölün üstünde yürüyerek onlara yaklaştı.
26Öğrenciler, O'nun gölün üstünde yürüdüğünü görünce dehşete
kapıldılar. «Bu bir hayalet!» diyerek korkuyla bağrıştılar.
27Ama İsa hemen onlara seslenerek, «Cesur olun! Ben'im,
korkmayın!» dedi.
28Petrus buna karşılık, «Ya Rab» dedi, «eğer sen isen, buyruk
ver de su üstünde yürüyerek sana geleyim.»
29İsa, «Gel!» dedi.
Petrus da kayıktan indi, su üstünde yürüyerek İsa'ya yaklaştı.
30Ama rüzgârın ne kadar güçlü estiğini görünce korktu, batmaya
başladı. «Rab, beni kurtar!» diye bağırdı.
31İsa hemen elini uzatıp onu tuttu. Ona, «Ey imanı kıt adam,
neden kuşkuya düştün?» dedi.
32Onlar kayığa bindikten sonra rüzgâr dindi. 33Kayıktakiler,
«Sen gerçekten Tanrı'nın Oğlusun» diyerek O'na tapındılar.
34Karşı yakaya vardıklarında Ginesar'da karaya çıktılar.
35Oranın halkı İsa'yı tanıyınca bütün yöreye haber salıp
hastaların hepsini O'na getirdiler. 36Sadece giysisinin eteğine
dokunmalarına izin vermesi için yalvardılar. Dokunanların hepsi
de iyileşti.