1-2Bu sırada Kudüs'ten bazı Ferisiler ve din bilginleri İsa'ya
gelip şunu sordular: «Senin öğrencilerin neden atalarımızın
geleneğine karşı geliyorlar? Yemekten önce ellerini
yıkamıyorlar.»
3İsa onlara şu karşılığı verdi: «Ya siz, neden geleneğiniz
uğruna Tanrı buyruğuna karşı geliyorsunuz? 4Tanrı şöyle buyurdu:
`Annene babana saygı göster' ve, `Annesine ya da babasına söven
mutlaka ölümle cezalandırılsın.' 5-6Ama siz, `Her kim anne ya da
babasına, benden alacağın tüm maddi yardım Tanrı'ya adanmıştır
derse, artık babasına saygı göstermek zorunda değildir'
diyorsunuz. Böylelikle, geleneğiniz uğruna Tanrı'nın sözünü
geçersiz kılmış oluyorsunuz. 7-8Ey ikiyüzlüler! Yeşaya'nın sizinle
ilgili şu peygamberlik sözü ne doğrudur:
`Bu halk dudaklarıyla beni sayar,
ama yürekleri benden uzaktır.
9Bana boşuna taparlar.
Çünkü öğrettikleri, sadece insan kurallarıdır.'»
10İsa, halkı yanına çağırıp onlara, «Dinleyin ve şunu belleyin»
dedi. 11«İnsanı kirleten, ağzına giren değildir. Ağzından
çıkandır insanı kirleten.»
12Bu sırada öğrencileri O'na gelip, «Biliyor musun, Ferisiler
bu sözü duyunca gücendiler» dediler.
13İsa şu karşılığı verdi: «Göksel Babamın dikmediği her fidan
kökünden sökülecek. 14Bırakın onları; onlar körlerin kör
kılavuzlarıdır. Eğer kör köre kılavuzluk ederse, her ikisi de
çukura düşer.»
15Petrus, «Bu benzetmeyi bize açıkla» dedi.
16«Siz de mi hâlâ anlamıyorsunuz?» diye sordu İsa. 17«Ağza giren
her şeyin mideye indiğini, oradan da ayakyoluna atıldığını
bilmiyor musunuz? 18Ne var ki ağızdan çıkan, yürekten
kaynaklanır. İnsanı kirleten de budur. 19Çünkü kötü düşünceler,
cinayet, zina, cinsel ahlaksızlık, hırsızlık, yalan tanıklık ve
iftira hep yürekten kaynaklanır. 20İnsanı kirleten bunlardır.
Yıkanmamış ellerle yemek yemek insanı kirletmez.»
21İsa oradan ayrılıp Sur ve Sayda bölgesine geçti. 22O yöreden
Kenanlı bir kadın İsa'ya gelip, «Ya Rab, ey Davut Oğlu, halime
acı! Kızım cine tutsak, çok kötü durumda» diye feryat etti.
23İsa kadına hiçbir karşılık vermedi. Öğrencileri yaklaşıp,
«Sal şunu, gitsin!» diye rica ettiler. «Arkamızdan bağırıp
duruyor.»
24İsa, «Ben yalnız İsrail halkının kaybolmuş koyunlarına
gönderildim» diye cevap verdi.
25Kadın ise yaklaşıp, «Ya Rab, bana yardım et!» diyerek O'nun
önünde yere kapandı.[n]
26İsa ona, «Çocukların ekmeğini alıp köpeklere atmak doğru
değildir» dedi.
27Kadın, «Haklısın, Rab» dedi. «Ama köpekler de efendilerinin
sofrasından düşen kırıntıları yer.»
28O zaman İsa ona şu karşılığı verdi: «Ey kadın, imanın büyük!
Dilediğin gibi olsun.» Ve kadının kızı o saatte iyileşti.
29İsa oradan ayrıldı, Celile gölünün kıyısından geçerek dağa
çıkıp oturdu. 30Yanına büyük bir kalabalık geldi. Beraberlerinde
kötürüm, kör, çolak, dilsiz ve daha birçok hasta vardı. Hastaları
O'nun ayaklarının dibine bıraktılar. O da onları iyileştirdi.
31Halk, dilsizlerin konuştuğunu, çolakların sağlam oluverdiğini,
körlerin gördüğünü, kötürümlerin yürüdüğünü görünce şaştı ve
İsrail'in Tanrısını yüceltti.
32İsa öğrencilerini yanına çağırıp, «Halka acıyorum» dedi. «Üç
gündür yanımdalar ve yiyecek hiçbir şeyleri yok. Onları aç aç
evlerine göndermek istemiyorum, yolda bayılabilirler.»
33Öğrenciler kendisine, «Böyle ıssız bir yerde bu kadar
kalabalığı doyuracak ekmeği nereden bulalım?» dediler.
34İsa, «Kaç ekmeğiniz var?» diye sordu.
«Yedi ekmekle birkaç küçük balığımız var» dediler.
35Bunun üzerine İsa, halka yere oturmalarını buyurdu. 36Yedi
ekmekle balıkları aldı, şükredip bunları böldü, öğrencilerine
verdi. Onlar da halka dağıttılar. 37Herkes yiyip doyduktan sonra
yedi küfe dolusu yemek artığı topladılar. 38Yemek yiyenlerin
sayısı, kadın ve çocuklar hariç, dört bin erkekti. 39İsa, halkı
salıverdikten sonra kayığa binip Magadan bölgesine geçti.